Logitech MX Master 3 İncelemesi ve Kullanıcı Deneyimleri
Logitech MX Master serisinin en yeni üyesi olan MX Master 3 mouse hakkında inceleme ve kullanıcı olarak deneyimlerimi size sunmayı hedeflediğim bu yazıya hoş geldiniz. Gelin adım adım bu tasarım harikası mouse neden bu kadar çok seviliyor ona bakalım.
ERGONOMİK TASARIMI
Şüphesiz ki bu ekipmanın bu kadar sevilmesinin en büyük sebebi muazzam denebilecek ergonomik tasarımı. Eğer benim gibi saatlerce bilgisayar başında kalan ve tasarım uygulamaları ve kodlama araçları ile gününüzü geçiriyorsanız bu mouse tam size göre diyebilirim. 124.9 mm x 84.3 mm x 51mm boyutlara ve 141 mg ağırlığa sahip bu mouse hakkında bazı kullanıcılar boyutundan dolayı tasarıma biraz uzak kalırken gerek elinizi tam olarak taşıması ve gerekse sıradan farelerin aksine uzun süreli kullanımda bileğinizde eskiye oranla ciddi anlamda azalan ağrıyı fark etmemeniz elden değil.
BİZİ SINIRLAMIYOR
MX Master 3 kullanım için size üç farklı alternatif sunabiliyor. İsterseniz USB Type-C kablo ile kablolu bir mouse gibi kullanabilirken aynı zamanda şarj olmasını sağlayabilirsiniz. Açıkçası bu yeni üyede type-c desteği görmek beni sevindirdi. Gelişen teknolojik aletlerin hepsinin type-c deneyimine geçmesi ile herhangi bir yerde şarjınızın bitmesi durumunda type-c uyumlu bir telefon şarjı ile kullanmaya devam edebilir ve işimize kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Bunun yanı sıra ‘Darkfield sensör’ teknolojisi sayesinde cam yüzeyden kumaş bir koltuğa kadar yüzeylerde sorunsuz çalışabiliyor ve size bu konuda da bir özgürlük sunmuş oluyor. Yanımızda bir mouse pad olmadan rahatça aynı verimi almak özellikle farklı mekanlarda çalışan insanlar için bir kurtarıcı niteliğinde.
DPI konusunda ise bir oyuncu ekipmanı olmamasına rağmen 200 ile 4000 DPI arasında size istediğiniz hassasiyette seçim şansı sunuyor. Bir diğer güzel deneyimim ise tam şarj olması durumunda 70 güne kadar kullanım imkânı sunuyor. Yani en son ne zaman şarj ettiğinizi unutacak kadar uzun bir süre. Buna ek olarak 1 dakikalık bir şarj biz kullanıcılara 3 saate kadar kullanım imkânı sunuyor. Kalem piller ile çalışmaması için hem kolaylık sunarken hem de çevreye piller ile verilen zararı minimum seviye çekmiş oluyor.
ÜRETKENLİĞİMİZİ ARTTIRIYOR
MX Master 3’ün benim için en ilgi çekici özelliklerinden biri şüphesiz ki ‘Mag Speed’ teknolojisi. Öncelikle fare tekerleğimizin modunu ayarlamak için bir tuşumuz var. Tasarım uygulamalarını kullanırken kullanabileceğimiz tek bir pikselde duracak hassas bir modu olduğu gibi 1 saniyede 1000 satır kaydırabilecek diğer bir moda sahip. Bu mod özellikle kod yazarken ve excel tabloları üzerinde çok büyük verileri inelerken bir kurtarıcı olarak yardıma koşuyor.
Sol kısımda baş parmağımızın konumlandığı yerin hemen üstünde günümüz teknolojisinde oldukça alıştığımız iki adet tuş bulunuyor. Bu tuşlar varsayılan olarak ileri ve geri olarak atalı durumda. Özellikle internet üzerinde araştırmalar yaparken her seferinde tarayıcıda sol üste gidip geri demek, klasörler arasında istediğim dosyayı ararken pratiklik sağlıyor.
Baş parmağımızın hemen altında çokta belli olmayan bir tuş daha bulunuyor. Örneğin bu tuşa basıp faremizi aşağı doğru çektiğimizde direkt olarak tüm programları görev çubuğunda minimal haline geçirip masa üstünü görüntülüyor.
Ve gelelim ikinci tekerleğimize iler-geri için olan tuşların hemen üzerinde bulunan bu tekerlek üretkenliğinize hız ve verim katabilecek bir yenilik diyebilirim. Farklı programlarda farklı görevlere varsayılan olarak atanan bu tekerlek sayesine web tarayıcıları üzerinde sekmeler arası gezebilir, video veya fotoğraf düzenleme uygulamaları üzerinde sağa sola hareket ettirebilirsiniz. Elbette Logitech markası bu konuda da bizi sınırlamamış ve ‘Logitech Options’ yazılımı ile bu fareyi istediğiniz gibi özelleştirebilirsiniz. Örneğin ben Adobe Photoshop programında yan tekerlek ile yakınlaşıp-uzaklaşmak için kullanıyorum ve böylelikle çalışma yaparken farklı tuş kombinasyonları arasında gidip gelmek zorunda kalmıyorum. Tarayıcı sekmeleri arasında dolaşabilmek ise herhangi bir konuda araştırma yaparken açtığım birden fazla sekme arasında gezerken hız sağlıyor.
Bu serinin bir diğer özelliği ise ‘Logitech Flow’ adı verilen ve farklı işletim sistemleri olması fark etmeksizin bir bilgisayardan aldığınız proje dosyasını bir başka bilgisayara kopyala yapıştır ile yapıştırıyor olabilmemiz. Böylelikle farklı işletim sistemine sahip bilgisayarlar arasında dosya aktarımı için mail ile atıp diğer bilgisayardan indirme şeklinde yürüyen bu süreci bizim için çok kolay bir hale çevirmiş oluyor.
Aynı anda 3 bilgisayara kadar bağlayabiliyor olmamız sayesinde farklı bilgisayarlarla aynı anda çalışması gereken kişiler farenin altındaki tek bir tuşla bilgisayarlar arası geçiş yapabiliyor. Bu tarz görevlerde çalışan insanları düşünelim ve bu teknoloji sayesinde hayatları ne kadar kolaylaşıyor tahmin etmek zor olmasa gerek.
Genel olarak baktığımızda MX serisi sadece birkaç yılda bir yeni bir versiyonu ile karşımıza çıkıyor. Bu bize köklü yenilikler olmadığı sürece yeni seri üretmediklerini ve kullanıcıların bir iki yılda bir yeni ekipman kullanmasından çok alınan ekipmanı yıllarca kullanımını hedeflediklerinin en açık örneği olarak görülebilir.
#logitech #işbirliği #mxmaster3
